MAZLUMLAR VE ZALİMLER-5


AVRUPA BİRLİĞİ DOSTMU?-1

391232

 

AVRUPA BİRLİĞİ DOSTMU?-1


:AVRUPA BİRLİĞİ  VE  TÜRKİYE:
                     

Avrupa Birliği’nin bayrağında 12 yıldız vardır. Bu 12 yıldız,Hz. İsa’nın 12 havarisinin sembolü- dür.Bazıları bu 12 yıldızın, 12 kurucu devleti temsil ettiğini söylemektedir.Aslında kurucu devlet sayısı 6 dır. Avrupa’da çatışmaları önlemek için,Avrupa ülkelerinin birliği fikri, Hristiyan  din adamları tarafından gündeme getirildi.1952’de AvrupaKömür ve Çelik Topluluğu(AKÇT)kuruldu. AKÇT’yi Avrupa Atom Enerjisi Topluluğu izledi.

     1957’de Roma Anlaşması ile AVRUPA EKONOMİK TOPLULUĞU kuruldu.Kurucu 6 ülke:B.Almanya,Fransa,Belçika,Hollanda,İtalya ve Lüksemburg’tur.Aynı ülkeler 1952 tarihli AKÇT’nin de kurcusuydu.

     1965’te AVRUPA TOPLULUĞU ismiyle devam eden birlik sürecinde nihai hedef;AVRUPA BİRLEŞİK DEVLETLERİ…    Şu anda üye sayısı 25 tir. İngiltere’nin para birimi hariç,ortak para birimi “Euro” dur. Ortak para,ortak parlemento,ortak bayrak,ortak marş,ortak merkez bankası(Roma’da) ve en sonunda ortak ordu.                                                                       

    Türk halkının %95’i müslümandır.Bu Müslüman  Türk  Milleti, bağımsızlığının sembolü olan  ay yıldızlı bayrağını terk mi edecek?(Türk bayrağındaki hilal İslam’ın sembolü).Bu bayrak için,bu vatan için şehit kanı dökülmedimi? Şehitlerimizin kemikleri sızlamayacakmı? Vatan  toprağının her karışı şehit kanları ile donanmış bir çiçek bahçesidir.Bu çiçek bahçesi AB’ye  peşkeş çekilecek.Emperyalist  AB’ye masa başında verilecek.”Biz yönetimiyoruz?Siz yönetin.

Avrupa  Parlementosu  yönetsin” denilecek.

    Avrupa Parlementosu,Avrupa Birleşik Devletlerinin başkenti olan Brüksel’de dir.Bina HAÇ (istavroz)şeklindedir. Havadan çekilmiş fotoğraflarına bakınız.

    Avrupa Birliği’nin marşıda bulunmaktadır.Beethoven’in 9. senfonisinin son bölümündenuyarlanan Avrupa Marşı, 1972 yılında Avrupa Konseyi tarafından kabul edildi.

    Biz Türk Milleti olarak İstiklâl Marşımızı bırakıp,Avrupa Marşını mı? Okuyacağız.Okullarda,Askeriyede,resmi törenlerde,resmi bayramlarda,milli maçlarda vs.Avrupa Marşını mı? Çalıp,okuyacağız.Şehitlerimiz yattıkları yerlerde rahat uyuyabilecekler mi?Kurtuluş savaşını biz niye yaptık? Vatanımızı,Avrupalı Emperyalistlere vermek için mi?Kurtuluş Savaşında yüzbinlerce şehit verdik.Avrupalı Emperyalistleri(İngilizler,Fransızlar,İtalyanlar,Yunanlılar)bu vatandan kovduk.Şimdi ne yapıyoruz? A.B’ye girmeye çalışıyoruz.Diyorlar ki:’’Düşmanlıklar eskide kaldı.’’ A.B’li emperyalistlerin düşmanlıkları bittimi?Irak’ta,Bosna’da,Çeçenistan’da,Doğu Türkistan’da,Afganistan’da,Karabağ’da katliamlar yapıl-madımı? Halende yapılmıyormu?A.B,bu katliamlara sessiz kalmadımı?Irak’ta bizzat askerleri ile katliamlara katılmadımı?

    Avrupa Birliği 1995 yılında bir ajanda bastırır.Bunu okullara dağıtır.Ajandada bir harita bulunmaktadır.Haritada Türkiye’nin Doğu Anadolu Bölgesi Ermenistan’a, Güney Doğu Anadolu Bölgesi İsrail’e verilmiş.Doğu Karadeniz Bölgesinde Pontus Rum Devleti. İstanbul’da bir başka Rum Devleti. Aynen Vatikan gibi.

    Peygamberimiz bir  Hadis-i  Şerifte “Vatan sevgisi imandandır.” der. Maalesef  şimdiye kadar      gelmiş ve geçmiş bütün hükümetlerde bu sevgiyi göremiyoruz.Hep kendi çıkarları ve menfaatleri peşinde gitmişlerdir. 

Türkiye AB’ye girerse Cumhurbaşkanı ve Başbakanın konumu ne olacak? Kahin olmaya gerek yok.Cumhurbaşkanı AB’nin Eyalet Valisi.Başbakan da Vali Yrd. Şuanda AB’ye üye olan devletlere eyalet denmiyor.İlerde,Amerika Birleşik Devletlerinde olduğu gibi,eyalet denebilir.

     Diyelim ki,Türkiye A.B’ye girdi.Avrupa Parlementosu şöyle bir karar aldı.Türkiye topraklarının bir bölümünü Ermenistan’a,İsrail’e verecek.Türkiye itiraz edebilecek mi?

Türkiye itiraz etse ne olur?Üyelerinin çoğu Hristiyan.Oylama yapılacak.Türkiye kaybedecek.

Yok efendim.öyle şey olurmu?Diyenler çıkacak.Türkiye büyük bir devet.Türkiye’ye veto hakkı verirler.Kurucu Devletler olan Fransa ve Almanya buna izin verirmi?İngiltere bile Türkiye’ye veto hakkının verilmesini istemez.

    Avrupa Parlemontası bir karar daha aldı. Diyelimki  Müslüman bir ülkeye operasyon yapılacak. Oradaki yönetim değiştirilecek(Irak’ta olduğu gibi)oranın yer altı zenginlik kaynakları ele geçirilecek. Türkiye devleti demiyorum.Çünkü eyalet olacak.Diyelimki sayın R.Tayyip Erdoğan eyalet valisi. Valiye diyeceklerki: “Bize asker vereceksin.Müslüman bir ülkeye operasyon yapacağız.Sizin askerler iyi savaşır.Bizim valide mecburen kabul edecek. Türkiye eyaletinin Türk askerleri Müslüman bir ülkeye savaşmaya gönderilecek. Sonuçta ne olacak? Müslüman müslümanı vuracak. Bunu niye yapacağız? A.B’nin çıkarları için.

   Bazı libareller ve enteller AB’ye “Emperyalist değildir.” diyorlar.Şuanda Irak’da işgalci devletler arasında İngiltere,Polonya,İspanya,İtalya vs.Avrupa devletlerinin askerleri yok mu?        O askerler, ABD askerleri ile birlikte Irak’ta müslümanlara işkence yapmakta ve onları acımasızca öldürmektedirler.(Ebu Garip cezaevinde olduğu gibi).Camileri bombalayıp,camide namaz kılan müslümanların üzerine ateş açılmaktadır.Toplu katliamlar yapılmaktadır.

         28-03-2006  tarihinde Amerikalı askerler Bağdat’ta bir şii camiini basıp 22 kişiyi öldürdüler.

    4-Temmuz-2003 tarihinde Kuzey  Irak’ta  konuşlanmış 11 kişilik özel Türk kuvvetinin gayri resmi,yarı gizli karargahına,Amerikan ve müttefik  birlikleri gelir.O gün 11Türk askeri,başlarına çuval geçirilerek,halkın gözlerinin önünde,askerlik onurları hiçe sayılarak sınırdışı edilirler.

   A.B.D, İngiltere’den Pakistan’a düğüne giden 3 genci Talibancı diye tutuklayıp Küba’daki Guantonama Üssü ( Esir Kampına) götürür.Esirlerden biri(Şefik) ilginç bir olay anlatır’’Üniformasında,İsrail bayrağı olan bir sorgu memuru vardı.Kur’an’ı aldı.Yere fırlattı.Sonra üstüne çıktı.‘’Ne yapıyorsun?’’ deyince  de ‘’İşte senin Kur’an’ının üstünde duruyorum.Ne yapacaksın. Bakalım? diye alay etti.(ZAMAN GAZ. TURKUAZ EKİ.30-04-2006)

    Peygamberimiz  Hz.Muhammed (S.A.V)’in  çirkin ve iğrenç karikatürlerini başta Danimarka olmak üzere Fransa,Norveç,İspanya ve Hollanda gazetelerinde yayınlanması. Buna karşın Avrupa Birliği’ne  üye  diğer  devletlerin sessiz  kalması. Bize peygamberimizin  şu  hadisini hatırlatmıştır. “ Küfür (Kâfirler) tek  millettir.”                                                                                                    

   Fransa’da orta öğretimde başörtüsü  yasağı getirilmiştir. Hollanda’da yabancı dil yasağı (Başta  Türkçe olmak üzere) bazı okullarda uygulanmaya başlandı. Hollanda’daki “Demokrat  66” partisinin Türk asıllı milletvekili Fatma Kaya “Boş zamanlar dahil, Hollanda dili dışında dil konuşulması yasaklandı.Bu anlamsız bir uygulama “ dedi.  Hal böyleyken, Sayın Başbakan  Avrupa Birliğine girmek için, 17-12-2004  tarhinden önce  İtalya’da eski Belediye Sarayında  PAPA  Heykelinin önünde  imza  atmıştır. Ayrıca sayın Başbakan, çocuğunun nikah töreninde eski İtalya Başbakanı Silvio Berlusconi’ye “sevgili dostum” diyerek,hitap etmiştir. Peygamber efendimiz(S.A.V)’in bir  hadisinde “Kişi sevdiği ile beraberdir.” demiştir. Herhalde sayın başbakan sevdikleri ile birlikte olmak istiyor.  Ayrıca eski İtalya Başbakanı 28-03-2006  tarihinde İtalya’da müslüman  öğrencilere din derslerinde İslam’ı öğrenme olanağının tanınması önerisine sert  bir dille karşı çıkmıştır..  Atatürk, Amerikan ve İngiliz  mandacılığına karşı gelmiştir. Oysa şimdiki ve önceki hükümetler Türkiye’yi  AB’nin mandası yapmaya çalışıyorlar.

   Sinan Aygün’ün yazdığı’Avrupa Tuzağında Mankurtlaşan Türkiye’ adlı kitabında ‘Mankurtlaşmayı’ açıklıyor.’Mankurt ‘ Kırgız yazar Cengiz Aytmatov’un Türkiye Türkçesine, ‘Gün Olur Asra Bedel’ adıyla çevrilen romanındaki Nayman Ana söylencesinde geçer. Mankurt, efendisine sadık,onun sözünden asla çıkmayan,başkalarını dinlemeyen,karnını doyurmaktan başka bir şey düşünmeyen bir yaratıkmış…Açlıktan ölmemesi için yiyecek,üşümemesi için eski-püskü giyecek verdiniz mi,başka bir şey istemezmiş.Mankurt efendisinin emriyle,kendisinden aslına dönmesini isteyen öz annesini bile öldürecek kadar,kimliğinden ve kişiliğinden uzakmış…Sinan Aygün kitabında şöyle diyor:’Bu söylence,Türkiye’nin bu günkü gerçeğidir.Emperyalizm-in Türkiye’yi mankurtlaştırma süreci,hemen hemen tamamlandı.Ülkemiz,beyinleri dumura uğrayan,milletine,tarihine,kültürüne,diline,bütün öz değerlerine yabancılaşmış kalabalıklarla dolu.Yabancılaşmanın ötesinde köleleşme olgusu ile karşı karşıyayız.Beynini ve vicdanını,Batı  değerlerine göre biçimlendiren satılık ve kiralık ruhlar ülkesine döndük.İhanet koalisyonlarının oluşturduğu korodon çıkan sesler,vatansever çığlıklarını tamamen bastırdı.Emperyalist dayatmalara en küçük itirazın adı ise paranoyaklık oldu.Sonuçta Mankurtlaşan Türk milleti cinnet geçiren   toplum oldu.Suç cenneti bir ülke. Dilini,dinini,kimliğini,tarihini unutan gençlik… AB,Hristiyanlığa  dayanan bir projedir. Eğer  Türkiye AB’ye girerse,tahminen 25-30 sene sonra 65 milyonluk Türk Milleti yaklaşık 300-350 milyonluk  Hristiyan Avrupa içersinde asimile olacak,öz benliğini yitirecektir. Geleneğini göreneğini kaybedecek, en önemlisi zaman içesinde  dininide kaybedecektir. Avrupa’da, Türkler 3.neslini maalesef kaybetmiştir. 3.neslin %90’ı asimile olmuştur.Kendi değerlerine, kendi dinine uzak kayıp bir nesil.

     Avrupa’da ensest ilişkiler,homoseksüel ilikiler yaygınlaşmıştır. Erkek ile erkeğin, anne ile baba ile kardeş ile evlilikler için kanunlar çıkmıştır.Avrupa toplumu ahlaken çökmüştür.  Son zamanlarda dinlerarası diyalog gündemde. Dinlerarası diyalog,Papalığın II.Vatikan  Konsili’nin 4.oturumunda kabul edilen,”Nostra  Aetate” diye maruf Konsil metninde aktarılan ve 28 Ekim 1965’te  Papa VI. Paul’un onayıyla ilan edilen,”Papalığın 3000.yıl hedefi olarak açıkladığı  Asya’nın Hristiyanlaştırılması projesi’nin bir yöntemidir. Papalığın “Çağdaş Hristiyanlaştırma ve misyonerlik usûlü” dür.(John W.O’Malley,Reform,Historical Conciousness And Vatikan li’s Aggionamento,Theological studies,1971xxx11/4;M.Raukanen,The Catholic Doctrin of Non Christian Religions According to the Second Vatikan  Council, New York 1992,35; The Second Vatikan Council, Nostra Aetate,1-4)

     İslâm akaidi ve Ehl-i Sünnet esaslarına göre; Papalığın böylesi bir “Hristiyanlaştırma projesi ve misyonunun(görevinin) gönüllü bir parçası olan” herhangi bir müslüman,mürted olur,İslâm dairesinin dışına çıkar, küfre düşer.Bu küfrü irtikab ettiği ana kadar,yaptığı tüm ibadet ve hayırlı amelleri boşa çıkar,müflis olur.Evli ise nikahı düşer.(A.Z.Gümüşhanevi,Camî’ül Mütûn, c.1,Elfaz-ı Küfür,b,2)

     Hristiyanlık gibi, İslâm’dan gayri bir din edinen kimseyi küfre düşmüş saymayan kişi veya onların küfürde oldukları hususunda  şek şüphe içinde olan kişi yahut da onların manevi gidişatının doğru olduğu kanaatini taşıyan kişi İslâm’dan çıkmış olur,küfre düşer.(Muhammed b. İsmail er-Reşid, Tehzib’ü Risalet’il Bedri’r-Reşid fi Elfâz’il Mükeffirat,vr 12, Yahya Bin Ebi Bekr, Esir’ul Melahide,vr 11b)                                                                                                                   

  Batı kapitalizmi bir bütündür. Bir ayağı Amerika, bir ayağı AB. Türkiye üzerinde ortak projeleri vardır.Kürdistan projeleri,Ermenistan projeleri ortak.Yunan taleplerinin karşılanması, Fener Rum Patriği taleplerinin karşılanması da ortak projeler arasında yer alır. Fener Rum Patrikanesi,İstanbul’da surlar içesinde  Vatikan benzeri  özerk  bir devletin peşindedir. TGRT’de yayınlanan haber programında  Fener Rum Patrikanesi çevresindeki  binaları satın almaya başlamış. Ayrıca, Doğu Anadolu Bölgesindeki topraklar, Amerikalı  Ermenilere, Güney Doğu Anadolu toprakları  Yahudilere satılmaktadır. Bu konuda  Tarım ve Köy  İşleri Bakanlığının toprakların ne kadarının satıldığını açıklayan ,medyaya verdiği beyanatı vardır.Bu toprakları satmaya devam edersek,akibetimiz  Filistin gibi olur. İsrail Devleti kurulmadan önce ,Yahudiler Arap topraklarını satın almıştır. Sonrada bu topraklara  yerleşmişlerdir.  Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti yabancılara toprak satışını  yasaklamalıdır. Önceden  satılan topraklar ise aynen  İngiltere’nin yaptığı gibi toprağın üstü verilmeli,toprak ise Türkiye Cumhuriyeti’nin mülkiyetinde olmalıdır.                                                                                                         

    Başta Almanya olmak üzere Fransa ve İsviçre,’Ermeni Soykırımı Yasa Tasarısını’ kabul etmişlerdir.İsviçre bununlada kalmamış ülkesinde ‘Ermeni Soykırımını ‘ kabul etmeyenleri yeni  bir kanun çıkartarak hapis cezası vermeye başlamıştır.Şu anda Fransa’nın da gündemindedir.

Belçika’da Ermeni Soykırım Yasa Tasarısını gündemine almıştır. Belçika ve Fransa kendi yaptıkları zulümleri ve soykırımları görmemezlikten geliyorlar.Belçika, yakın zamanda Kongo’da yaptığı soykırımı unuttumu? Fransa’da  1960’ lı yıllarda eski sömürgesi  Cezayir’de, yüzbinlerce Arabı öldürmüştür.

    Ermenilerin amacı nedir? Zamanı geldiğinde,herhalde Türkiye, A.B’ye girince,tazminat ve toprak talebinde bulunmak.  Avrupa  Parlementosu, Papaz mektebinden, cem evlerine  kadar her konu  üzerinde  rapor hazırlarken, nedense  başörtüsü  yasağının  kızların okumasının önünde  büyük bir engel  teşkil ettiğini görmezden geliyor. Ayrımcılığa  uğrayan  dindar  genç kızların ,adı yok raporda . Avrupa Parlementosunda  çifte standart  gene  ortaya çıkıyor.   Başörtüsü sorununun çözümü için  Hükümet  şuana kadar  hiçbir şey  yapmamıştır. Yapması gereken ,YÖK  Kanununu değiştirmesidir. Üniversite Rektörlerini  Cumhurbaşkanı değil. Hükümet atamalıdır. Ama  Hükümet  CHP’nin  ve  bazı taraflı medyanın  sert  muhalefetinden  çekiniyor ve korkuyor.                                                                                                                     

   İmam Hatip orta kısmının tekrar  5+3  ile işlerlik kazandırılması  gerekir. Bu sorunlara  önem vermeyen,çözmeyen  Hükümet, bir sonraki seçimi kaybetmeye mahkumdur.  Ayrıca, “Türkler  1 milyon  Ermeniyi,  30 bin  Kürdü öldürdü’ diyen, Orhan  Pamuk,için Adalet Bakanı” yetkim yoktur” diyerek  savcılığa yazı göndermiştir.Savcılıkta  takipsizlik kararı vermiştir. Aynı  Adalet Bakanı,  Papayı  parmağınadan vuran, Abdi İpekçi’yi  vurup vurmadığı şüpheli olan  M.Ali Ağca için  Yargıtaya  başvuruyor. Bunun sonucunda  M.Ali Ağca tekrar içeri atılıyor. Bu  Hükümetin  çifte standartıdır.Türkiye  1996’da  Tansu Çiller hükümeti  zamanında,gümrükleri tek taraflı indirerek  Gümrük Birlğine  girdiğini ilan etmiştir. Bu durum halk deyimiyle “ Kendi kendine gelin güvey olmak.”             Gümrük Birliği  yüzünden (2004 de dahil) 9 yılda toplam 84 milyar  dolar  dış ticaret açığı verdik. AB, Türkiye’ye  1 milyar Euro  yardım  edecekti. Bunun da  büyük kısmı  kredidir.AB bunu  bile  yerine getirmedi. Türkiye  biran önce  Gümrük  Birliğinden  çıkmalıdır.

     TİSK Başkanı Kudatgobilik diyor ki’ TÜRKLER DİKKAT!’ ‘’Bir alarm vereceğim.İspanya‘da otomotiv sanayiinde tek  İspanyol  patron kalmadı. Global Sermaye ana yemeği yemeden önce çevresindeki sebzelerden başlıyor.Türkiye için de tehlike bu.Çeşitli şirketlerimize yabancılardan talebler geliyor. Sanayicilerimize ‘Yatırım yoksa 3-5 kuruşa şirketinizi elden çıkarmayın ‘diyorum.’Ey Türkler dikkat edin.’ diye uyarıyorum.’’(SABAH GAZ. 24-02-2006)

     K.K.T.C’NİN DURUMU: Avrupa Birliği,Kuzey Kıbrıs Rum Kesimini üyeliğe aldı.Referandumda(Halk oylamasında)büyük çoğunlukla evet diyen  KKTC’ye ekonomik ambargo uygulamaya devam ediyor. AB ekonomik ambargoyu kaldıracağına dair söz verdiği halde sözünde durmadı.Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti KKTC’yi Dünya ya tanıtmalıdır.Hükümet,KKTC Devletini tanımaları için,önce Türk  Cumhuriyetlerine,sonra bize yakın müslüman devletlere teklifte bulunması gerekir. Tahminimize göre KKTC’yi Türk Cumhuriyetleri içersinde ilk tanıyan ülke Azerbeycan olacaktır. Müslüman ülkelerden ise önce Pakistan  ve Malezya olacaktır.İlk teklifler bu ülkelere yapılmalıdır.

  A.B ve A.B.D neden? Kıbrıs’ın birleşmesini istiyor. Aynı A.B ve  A.B.D, Karadağ’ın bağımsızlığını savunuyor. Hırvatistan’ın ve Slovenya’nın eski Yugoslavya’dan ayrılmasına destek sağlıyorlar.Bosna Hersek’in bağımsızlık mücadelesinde,Sırpların katliamlarına göz yumuyorlardı

Bosnalılara  destek sağlamıyorlardı.Sırplar, 250 000 Boşnağı katl ettikten sonra A.B.D müdahale etti. Bosna Hersek’te dönüşümlü başkanlık sistemi var. Ama diğer komşu ülkelerde bu durum yok. Kıbrıs 1974 ten önce birleşikti. Kıbrıs Cumhuriyeti vardı.Cumhurbaşkanı Rumlardandı.

Başbakan Türklerdendi.Rumlar 1955 yılından sonra  Kıbrıs’ta katliamlar yapmaya başladılar.1974 yılında  katliamlar doruk noktasına çıktı.Türkleri  diri diri toprağa gömüyorlardı.Kadınlara kızlara tecavüz ediyorlardı.Amaçları Kıbrıs’ta bir tane Türk bırakmamaktı.1974 yılında Kıbrıs Barış Hareketinden sonra katliamlar durduruldu. Şimdiki hükümet, A.B ve A.B.D’nin baskısı sonucu tekrar Kıbrıs’ın birleşmesini istiyor.

                                   

            :AB’YE KARŞI İSLAMBİRLİĞİ:                                                                 

Avrupa Birliğine karşı, Dost Birliği kurulmalıdır. Öncülüğünü, liderliğini Türkiye yapmalıdır. Türkiye, Avrupa kapılarında dilenci,uşak,köle olmamalıdır. Kuracağı Dost  Müslüman Birliğinde lider ülke olmalıdır.   Önce ekonomik ,iş birliği gerçekleştirilmelidir.Üye ülkeler arası ticaret geliştirilmelidir.  Zamanla gümrükler kalkmalıdır.     

         Şu ülkelere teklif götürülmelidir. Azerbeycan, Suriye, İran,Pakistan,Libya,Sudan ve Malezya. Daha sonra  Türk Cumhuriyetlerine teklif yapılmalıdır. Türkmenistan, Özbekistan, Kırgızistan ve Kazakistan. Avrupa kıtasından, Bosna Hersek  ve Arnavutluk. Bu önerimiz  bazı kişiler için zor ve hayal olabilir. Avrupa Birliği’de,  savaştan çıkmış  Avrupa için zor ve hayaldi. Önemli olan zoru ve hayali gerçekleştirmek,  başarmaktır.Kolayı herkes başarır.                                                                                                                                                                 FATİH  SULTAN  MEHMET HAN’IN bir sözü var: “ Bizim elimizin ulaştığı yere, onların hayali bile ulaşamaz.”      BEDİÜZZAMAN  HAZRETLERİNİNDE  bir sözü var. “Ey bu vatanın gençleri! Frenkleri(Avrupa’yı) taklide çalışmayınız. Avrupa’nın size ettiği hadsiz zulüm ve adâvetten(düşmanlıktan)sonra,hangi akılla onların sefâhet(zevk ve safaya aşırı düşkünlük)ve bâtıl efkârlarına(geçersiz fikirlerine)ittibâ edip(tabi olup)emniyet ediyorsunuz(güveniyorsunuz)? Yok,yok! Sefihane(akılsızca)taklit edenler,ittibâ değil,belki şuursuz olarak onların safına iltihak(katılma)edip kendi kendinizi ve kardeşlerinizi idam ediyorsunuz. Âgâh(emin)olunuz ki,siz ahlâksızcasına ittibâ ettikçe(tabi oldukça),hamiyet(milli haysiyet,onur) dâvâsında yalancılık ediyorsunuz. Çünkü  şu sûrette ittibâınız(Avrupa’ya tabi olmanız)milliyetinize(milletinize) karşı bir istihfaftır(hor görme,hafife alma) ve millete bir istihzâdır(alay etme,eğlenceye alma). (LEM’ALAR, S/123-124)                                                                                        


Yorum Yapın so far
Yorum bırakın



Yorum bırakın